Blog Ekle Buza Yazılanlar Bir Zamanlar Buza Yazdıklarım...: Dost

26 Haziran 2010 Cumartesi

Dost

Dost değil miydi soyadımı bile hiç düşünmeden gönül rahatlığıyla emanet edeceğim? Ailemi ben seçemedim ama dostlarımı ben seçeceğim derken ne kadar da hüzünle sır teslim ediyordum yoldaşıma. Soyu tükenmiş bir kuşu aramak gibiydi dostu seçmek.  Niceleri sadece üstüme pisleyip geçti. Bir sendin omzuma konan, nereye gitsem kulağıma sadakati fısıldayan. Bir sendin uğruna şarkılar yazdığım, uyku tutmayan gecelerde gecenin bizi tutsak eden zindanlarında haykırdığım bir sendin hapishane duvarlarına ismini tırnaklarımla kazıdığım. Kanayan etlerimle yaptığım dostluğun resminde yine sen vardın, acıyla çizilmiş o kan kokan resimde.

Hani bazen dertli olurdum da anlatamazdım. Utanırdım anlatmaya da sen hemen anlardın. Yüreğim kan ağlarken tampon yapardın ruhuma. Karanlığı senin gözlerindeki umut ışığı aydınlatırdı, nefessiz kaldığım sulardan yine sen çıkarırdın aydınlığa.

Biz birbirimize hiç benzemezdik aslında. Sen kupanda yudumlarken kahveni, ben ince bellimdeki çayla ısıtırdım içimi. Sen mutluluğu beyazda bulurken, karanlıklardı benim kaderim. Aynı şeyleri konuşmazdık, pek bir ortak yanımız da yoktu ama sendin beni en iyi dinleyen. Hani bir gün muhabbet edeceğiz diye içeceklerimize dokunmamışız da buz gibi olmuşlardı. Demiştin ya o zaman “onlar soğurken muhabbet daha bir sıcak oldu”. Artık sıcak bir şey içemiyorum sen gittiğinden beri, dilim yanıyor, soluğumda düğüm düğüm olup kan kusuyorum dostluğun resmine.

Sessiz bir uykudasın fikrimce,  dün gömdüm seni ellerimle. Bir elim seni toprağa bırakırken diğeriyle gömdüm bir de kalbime. Seninle birlikte yaşadıklarımla artık mahkumum maziye. Bir ağlayanın bendim, istemem zaten başka ortak bizim resmimize.  Bir yanımı mezara gömdüm seninle, diğer yanımsa felç artık hüznünle. Artık çok sevdiğin beyazlarınlasın kardeş ama olmamış sanki büyük geldi bunlar sana bir beden.

Arada uğrarım sana dertlerimi yanmaya bilmem artık eskisi gibi dinler misin? Utanırım karşında ağlamaya, eskisi gibi yaşlarımı siler misin? Hala inanmak güç, bir gün geleceksin şakaydı her şey bakın bu benim, gerçeğim, buradayım diyeceksin umutlarıyla sabahladığım kaçıncı gece... Kaçar oldum yağmurlardan, hatırlatırlar maziyi, her boşalan yağmur tanesinde görürüm ayrılmadan önceki sararmış yüzünü.

İşte kardeş böyle, bir gün güldürürse ertesi gün ağlatır elbette bu dünya denen kahpe...

1 yorum:

  1. Eğer yaşamadığınız duyguları anlatmışsanız ki öyle olduğunu sanıyorum çünkü diğer yazılarınızı da okudum, siz gerçkten çok iyi yazıyorsunuz.

    YanıtlaSil

Yorumlarınızın herkes taafından görünebileceğini göz önünde bulundurunuz

Başlığım sayfa içeriği